Serious Sam (First Encounter)
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Serious Sam (First Encounter)
21. yüzyılın başlarında dünyanın en eski medeniyetinin (Mısır) kalıntıları arasında büyük bir keşif yapılır. Bunu izleyen daha bir çok keşif ve buluş sayesinde insanoğlu yıldızlara açılır ve kolonileşmeye başlar. 2104 yılında insanlık başka bir boyuttan gelen yaratıkların saldırısına uğrar ve cesurca savaşmasına karşın tek tek tüm gezegenlerinde yenilerek dünyaya doğru geri çekilmeye başlar; yaratıklar durdurulamamaktadır… Savaşlarda defalarca yaralanmış fakat hiç yenilmemiş olan Sam ‘Serious’ Stone cesareti ile bir efsane efsane haline gelmiştir. Ancak ordular ne kadar cesurca savaşıyor olursa olsun yenilgi kaçınılmazdır ve sonunda dünya doğrudan hedef haline gelmiştir. İnsanlık kendi yok edilişiyle yüzyüzedir. Dünya liderleri son şansları olan “Time-Lock” adındaki eski bir makinayı kullanarak (ufak bir ricam olacak, lütfen birisi bana “artifact”ın tek kelime halinde Türkçe karşılığını söylesin:)) tek bir kişiyi geçmişe göndermeye ve tarihi değiştirerek insanlığı kurtarmaya karar verirler. Bilin bakalım kim gidiyor? İşte oyunun konusu bu kadar ve başka birşey bilmeye de gerek yok…
Oyunumuz bildiğiniz FPS türünün tüm özelliklerini taşıyor. Bol miktarda silah, sağda solda bulacağınız cephane, zırh, sağlık, yani aklınıza gelen herşey var. Oynanış şekli, dalgalar halinde saldıran düşmanlar, silahlar, içinde bulunduğunuz bölüm, düşman tipleri vb. hakkında detaylı bilgiler veren NETRICSA adındaki bilgisayarınız sayesinde oyun oldukça renkli bir hal almış. Arcade türü oyunlardan hatırlarsınız, sürekli ilerler ve karşıdan dalgalar halinde gelen düşmanları yokeder, sonunda da bir “boss”u öldürüp seviyeyi tamamlarsınız. Serious Sam de bu tür bir oyuna benzetilebilir. Yanlız en büyük farkın oyunun FPS (aslında isterseniz 3rd person görüşünden de oynayabiliyorsunuz) olduğunu unutmamak lazım. Ayrıca her bölümün sonunda değil neredeyse her yerinde “boss” sayabileceğimiz güçlü yaratıkların olduğunu da hatırlatmalıyım. Sadece oyunun sonunda epey ciddi bir “boss” ile karşılaşacaksınız.
Diğer FPS’lerin tersine, Serios Sam’de amaç, her ne kadar oyunu bitirmek ve dünyayı kurtarmak gibi görünse bile, aslında yüksek puan almak (arcade!). Puanlama zorluk derecesine ve öldürdüğünüz yaratıkların tipine göre yapılıyor. Oyunda hatırladığım kadarıyla 5 değişik zorluk seviyesi vardı ve en kolayına da “Tourist” adı veriliyordu. Bundan sonra “easy”, “normal”, vb. devam ediyor. İyi bir action/FPS’ci iseniz oyunu kolay seviyelerde toplam 8-10 saatlik oynayışta bitirebilirsiniz. Sonuçta puanınız 7 milyon civarında olacak (son seviyedeki “boss”un verdiği puan “easy” seviyede bir milyon).
Oyunda 18 değişik düşman var. Bunların bazıları farklı büyüklüklerde olabiliyor. Örneğin Lava Golem 10 feet’ten 100 feet’e kadar farklı büyüklüklerde karşınıza çıkabiliyor ve puanları da 500′den 50000′e kadar değişiyor. Büyük olanlara ciddi hasar verdiğinizde düşen parçalarından daha küçük golemler oluşuyor. Bıçak, çift veya tek kullandığınız altı patlar, shotgun, makinalı tüfekler, laser, roketatar, grenade launcher gibi toplam 10 farklı silah kullanıyorsunuz. Ancak aralarında en çok güleceğiniz silahın uranyumlu gülleler atan SBC Cannon olduğunu söylemeliyim. Altı patlarlar ve bıçak hariç tüm silahlar cephane gerektiriyor. SBC Cannon ile Grenade Launcher’ın atış menzilini ateş tuşunu basılı tutarak ayarlayabiliyorsunuz.
Oyunda seviyeler oldukça geniş alanlarda geçiyor. Bunun nedeni ise dört yan ve yukarıdan dalga dalga gelecek düşmanlara yer, size de strateji belirleyecek zaman yaratmak. Oyunun sonuna geldiğimde şimdiye kadar hiç bir oyunda öldürmediğim kadar çok düşman öldürmüştüm - yaklaşık 6 bin (NETRICSA’da oyunun ve tüm bölümlerin istatisikleri tutuluyor). Bölümlerin sonuna yaklaştığınızda geniş bir alanın ortasında sizi bekleyen bol miktarka cephane, zırh ve sağlık gibi şeyler gördüğünüzde bilin ki dalgalar halinde saldırıya uğrayacaksınız. Her dalganın sonunda cephane, sağlık vb ile ödüllendirileceksiniz. Her düşmanın farklı bir sesi ve savaş çığlığı var. Başsız kamikazelerin bağırarak size doğru koşuşu veya buffalo benzeri Werebull’ların yeri sarsan ayak sesleri gibi farklı sesler hangi düşmanla karşı karşıya olduğunuzu göremden anlamanızı sağlıyor. Tabi eğer bir de 3D ses sisteminiz varsa, hangi yönden geldiğini kolayca anlayabiliyorsunuz. Techno/Rock türü müzikler de oyunun yüksek aksiyon temposuna uyacak şekilde en az ses ve efektler kadar güzel hazırlanmış.
Bazı şeyleri önemle belirtmek gerek. Oyunu arcade türünün action/FPS olarak hazırlanmışı olarak nitelemiştik. Bu bağlamda Serious Sam’i kesinlikle bir Half-Life türü veya No One Lives Forever olarak görmeyin. Ayrıca, her ne kadar harika renklerle bezenmiş grafiklere sahip olsa da detay açısından Quake 3′e, multiplayer özellikleri açısından da Unreal Tournament’a rakip olması mümkün değil. Fakat, eğlence ve anormal aksiyon arayan FPS’cileri kesinlikle tatmin edecek tarzda bir oyun. Son olarak beni en çok etkileyen şeyin gökyüzünün renklerindeki gerçekçilik olduğunu belirtmeliyim. Kısaca, alın ve deşarj olun.
(Alıntı)
Oyunumuz bildiğiniz FPS türünün tüm özelliklerini taşıyor. Bol miktarda silah, sağda solda bulacağınız cephane, zırh, sağlık, yani aklınıza gelen herşey var. Oynanış şekli, dalgalar halinde saldıran düşmanlar, silahlar, içinde bulunduğunuz bölüm, düşman tipleri vb. hakkında detaylı bilgiler veren NETRICSA adındaki bilgisayarınız sayesinde oyun oldukça renkli bir hal almış. Arcade türü oyunlardan hatırlarsınız, sürekli ilerler ve karşıdan dalgalar halinde gelen düşmanları yokeder, sonunda da bir “boss”u öldürüp seviyeyi tamamlarsınız. Serious Sam de bu tür bir oyuna benzetilebilir. Yanlız en büyük farkın oyunun FPS (aslında isterseniz 3rd person görüşünden de oynayabiliyorsunuz) olduğunu unutmamak lazım. Ayrıca her bölümün sonunda değil neredeyse her yerinde “boss” sayabileceğimiz güçlü yaratıkların olduğunu da hatırlatmalıyım. Sadece oyunun sonunda epey ciddi bir “boss” ile karşılaşacaksınız.
Diğer FPS’lerin tersine, Serios Sam’de amaç, her ne kadar oyunu bitirmek ve dünyayı kurtarmak gibi görünse bile, aslında yüksek puan almak (arcade!). Puanlama zorluk derecesine ve öldürdüğünüz yaratıkların tipine göre yapılıyor. Oyunda hatırladığım kadarıyla 5 değişik zorluk seviyesi vardı ve en kolayına da “Tourist” adı veriliyordu. Bundan sonra “easy”, “normal”, vb. devam ediyor. İyi bir action/FPS’ci iseniz oyunu kolay seviyelerde toplam 8-10 saatlik oynayışta bitirebilirsiniz. Sonuçta puanınız 7 milyon civarında olacak (son seviyedeki “boss”un verdiği puan “easy” seviyede bir milyon).
Oyunda 18 değişik düşman var. Bunların bazıları farklı büyüklüklerde olabiliyor. Örneğin Lava Golem 10 feet’ten 100 feet’e kadar farklı büyüklüklerde karşınıza çıkabiliyor ve puanları da 500′den 50000′e kadar değişiyor. Büyük olanlara ciddi hasar verdiğinizde düşen parçalarından daha küçük golemler oluşuyor. Bıçak, çift veya tek kullandığınız altı patlar, shotgun, makinalı tüfekler, laser, roketatar, grenade launcher gibi toplam 10 farklı silah kullanıyorsunuz. Ancak aralarında en çok güleceğiniz silahın uranyumlu gülleler atan SBC Cannon olduğunu söylemeliyim. Altı patlarlar ve bıçak hariç tüm silahlar cephane gerektiriyor. SBC Cannon ile Grenade Launcher’ın atış menzilini ateş tuşunu basılı tutarak ayarlayabiliyorsunuz.
Oyunda seviyeler oldukça geniş alanlarda geçiyor. Bunun nedeni ise dört yan ve yukarıdan dalga dalga gelecek düşmanlara yer, size de strateji belirleyecek zaman yaratmak. Oyunun sonuna geldiğimde şimdiye kadar hiç bir oyunda öldürmediğim kadar çok düşman öldürmüştüm - yaklaşık 6 bin (NETRICSA’da oyunun ve tüm bölümlerin istatisikleri tutuluyor). Bölümlerin sonuna yaklaştığınızda geniş bir alanın ortasında sizi bekleyen bol miktarka cephane, zırh ve sağlık gibi şeyler gördüğünüzde bilin ki dalgalar halinde saldırıya uğrayacaksınız. Her dalganın sonunda cephane, sağlık vb ile ödüllendirileceksiniz. Her düşmanın farklı bir sesi ve savaş çığlığı var. Başsız kamikazelerin bağırarak size doğru koşuşu veya buffalo benzeri Werebull’ların yeri sarsan ayak sesleri gibi farklı sesler hangi düşmanla karşı karşıya olduğunuzu göremden anlamanızı sağlıyor. Tabi eğer bir de 3D ses sisteminiz varsa, hangi yönden geldiğini kolayca anlayabiliyorsunuz. Techno/Rock türü müzikler de oyunun yüksek aksiyon temposuna uyacak şekilde en az ses ve efektler kadar güzel hazırlanmış.
Bazı şeyleri önemle belirtmek gerek. Oyunu arcade türünün action/FPS olarak hazırlanmışı olarak nitelemiştik. Bu bağlamda Serious Sam’i kesinlikle bir Half-Life türü veya No One Lives Forever olarak görmeyin. Ayrıca, her ne kadar harika renklerle bezenmiş grafiklere sahip olsa da detay açısından Quake 3′e, multiplayer özellikleri açısından da Unreal Tournament’a rakip olması mümkün değil. Fakat, eğlence ve anormal aksiyon arayan FPS’cileri kesinlikle tatmin edecek tarzda bir oyun. Son olarak beni en çok etkileyen şeyin gökyüzünün renklerindeki gerçekçilik olduğunu belirtmeliyim. Kısaca, alın ve deşarj olun.
(Alıntı)
Endymion- Chibi Chibi
-
Mesaj Sayısı : 16
Yaş : 32
Nerden : Kayıp Şehir
İş/Hobiler : Müzik,roman,resim vb
Lakap : Burhan Altıntop
Kayıt tarihi : 30/03/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz